bugün

entry'ler (668)

2021

2022 bitmesine az kalmışken bu başlığa da yazmış olayım, geleneği bozdum ama hatrımda kaldığı kadarıyla birkaç cümleyle anıp geçeyim.

sevdiğim bölümü okumak için önceki bölümü son yılımda bırakmıştım, hatırlıyorum da burdaki arkadaşların da fikrini almıştım. destekleyen de vardı, aptallık etme bihter diyen de. tabii ki aptallığı seçtim bsjfkg mezun oldum ve sonunda kep atabildim. topuklu ayakkabıyı yıllar sonra giyip şıkıdım şıkıdım diplomama yürüdüm, gerçek mi diye dişle kontrol edildi. öncesinde uzunca bir dönem bitirme projesiyle uğraşıldı, oturmaktan psycho filmindeki kadın gibi yer oluşacaktı ki dedim abartmıyım arada dolaşayım edeyim. neyse ki a+ ile geçtik, ilk vakamı görmüş oldum. sonra o dönem hislerini ufak ufak belirten fakat dersten her şeyi gri gören ben, elinde kırmızı kalbiyle duran sevgilimi görememişim. artık sonlara yaklaşınca ve renkler canlanmaya başlayınca, hayata dönüp duygularımı hissetmeye başladım. devam etmekte olan güzel bir ilişkimiz var. eskiii kadiiimm dostumla tekrar konuşabilme fırsatımız doğdu. değişmiştik, farklı bakabiliyorduk, hatalarımızın farkındaydık. onu hayat yoluma tekrar katabilmenin mutluluğunu yaşadım, yaşıyorum. (hiç paragrafa bölmüyorum ki bunu okuyan ve kpssye çalışan varsa anlam bütünlüğünü korumak için nereden ayrılması gerektiğini bulsun)
düşünüyorum da hafızamı zorlamam gerekecek gibi. kopya çekmek istedim fotoğraflara bakıp, anılardan dolayı gözüm dalmış. bir sene önce güzelmişim de bu sene ne olduysa çökmüşüm, ekonomik sebepler +10 yaş katmış. neyse bu yazımızda dönemin ekonomik izlerini görmesek de olur.
devam edelim, genelde stajlarda geçmiş ömrüm. çocuk evlerinde staj yaptığımda, ora çok farklı bir deneyim kattı. hayatın toz pembe olmadığının farkındaydım fakat madalyonun karanlık yüzünün içine çekilmiş gibiydim. çocuklar için daha yaşanılası projeler oluşturmaya başladım kafamda, maddi güç bulduğumda uygulamaya da sokmak isterim. fakat sanırım en çok sarsan, aile yapısının çürümekte olduğuna şahit olmaktı. o zamanlar hem idealist hem karamsardım. beni zorlayan bir süreçti. sonraki stajım iyiydi, bir sonrakinde daha çok vaka gördüm. alanın içinde olmanın mutluluğu artıyordu. farkındalığım da doğru orantılı olacak şekilde. bilen bilir farkındalık yüklenmesi sindirilmesi başta zor olabiliyor. insanlara yaklaşımım değişmeye başlıyordu yavaş yavaş da olsa fark ediyordum. fakat tek değişen yaklaşımım değil, duygu/düşünce/davranışım da değişiyordu. sakinim eskisine nazaran, belki fazlasıyla. gece stajdan eve dönerken arabaların, evlerin, gökdelenlerin birkaç saniye eşlik ettiğim ışıklarıyla huzur doluyordum.
bölümden önce ve sonra olarak kendimi bölmeye başladığımın farkındaydım.
son zamanlarda ise uzunca süren hastane koşturmalarım. hastanelere artık giderken ayağım esmeye başlamıştı. şu an bile hastanelik işim olsa adımlarım geri geri gider. neyse, doktor (muhtemelen güzel bir gün geçirmiyordu) direkt “ilerde kanser olabilirsin hemen ameliyat olmalısın” gibi bir cümleyi beklemediğim anda yüzüme vurmuş, dayanağı olmayan ben oturmakta çözümü bulabilmiştim. evrakları başka yere götürürken öğle molasına çıkmışlardı, ağlamamı durduramadım o mola bitene kadar. iyi ağlamıştım o sıra. annemin “ağlıyor musun, saçmalama eve gel bir hal çaresi bulunur kızım bir şey olmaz” azarı iyi gelmişti. aldım belgeleri doktordan eve gittim. o doktor umarım insan psikolojisi üzerine de okumalar yapar, birilerinin hayatındaki riskten bahsederken o yüz ifadesi ses tonu hoş değildi ve de paaat diye söylemesi. sonraki gün başka doktora gittim, diğer doktorun söylediklerini ilettim. riskin olduğunu fakat endişemi giderecek şekilde durumu ve neler yapılacağını açıkladı. bilgi vermesi yeterli oldu kısaca, kendisine teşekkür ederim. başka bir doktordan randevu alıp ameliyatımı oldum. korkuyordum çünkü riskler anlatılmıştı. neyse ki sağlıklı şekilde atlattım, ameliyat izlerim olmasa bunları bastıracaktım muhtemelen fakat hatırlatıyor kendini. anneme de teşekkürler, zorlu süreçte hep yanımdaydı. narkoz etkisinde bile anne diye sayıklamam normal shjfkf kadını hastane haricinde de bi yerlere götürmem lazım bunu fark ettim yazdıkça.
arkadaşlarım nişanlandı, birçoğu ciddi ilişkiler yaptı. geçen bir arkadaşımın baba olacağını öğrendim, hala oluyorum hadi bakalım. onu 2023 başlığında paylaşacağım.
2021’in son demlerinde uzun soluklu bir terapi eğitimi almaya başladım. hala devam ediyor nasıl bir soluksa. o eğitim ve sonrakiler sayesinde bebe adımları atmaya başladım alanda. geri kalan kısım 2022’ye giriyor.
2021’i sonlandırırken ailem ve sevdiğim beyleydim. sağlıklıydım, sağlıklıydılar. huzurluydum. sanırım bundan ötesinin olmadığını anladım.
2021 psikologlukta bebe adımlarımı attığım, insanların hayatına dokunurken kendime temas etmede beni bir tık ileri götüren ve iyi olan erkek arkadaşımın hayatıma katıldığı yıl oldu.
iyisiyle kötüsüyle yaşandın bittin. kaybolan yıllardan olma diye bu yazım.
elveda 2021.

edit: eric abi eşliğinde, klasik.

edit 2: aaa çok şaşkınım o kadar uzun uzun yazdım kaydolmamış. o kadar da hislenip yazmıştım hayatımdaki önemli detayı es geçtiğim için. neyse tekrar duygusal moda bürüneyim.
tamamiyle hür irademle yazıyorum hdjck
yumiyumum sosyal yumurcakım gibi önemli detayı nasıl olur da es geçerim hiiiiç bilmiyorm bdjflg ama hayatımda uzun yıllardır olduğu ve artık hayatımın demirbaşından olduğu için belki de normal algılıyorum fakat her ne olursa olsun o güzel detaya da birkaç söz etmem gerekiyor. geçenlerde doğum günüydü ve iyi ki doğmuş, iyi ki tanışabilmişiz. tanışmadan önce entry içeriği ve görsellerden anlamıştım iyi anlaşacağımızı fakat tahmin etmiyordum açıkçası bu kadarını. espri daha aklıma gelir gibi olmadan, o anlamış ve gülmüş oluyor. bu frekans nasıl tuttu hiç bilmiyorum fakat o benim üst versiyonum onun bilincindeyim. donanımlı, esprili, sesi ve tipi güzel, umut karikatürleri son kalesi, merhametli. dışı da soğuk değil ama içinin sıcak olduğunu biliyorum. kimseye aktaramadığım ve dibe doğru ilerlediğimde, umut gibi beliriyor. bunu yapay telkinlerle de yapmıyor. hakikatleri söylüyor ve nasıl oluyorsa üzgünlük grevimi güldürmeyi başararak sonlandırıyor. benim için ifade ettiği anlamı açıklamak epey güç fakat büyük yeri var ( kocaman adam olmasından bağımsız) umarım hayatımdan eksilmez bu vip insan. canımmm yeni övdümmm o yüzden başlığına daha ayık kafa ama hislenince uğrayacağım. hayatıma dokunduğun parmak izin sanki hep samimiyet kilidini açacakmış gibi ve yine biliyorum ki sadece benim için değil birçok kişi için önemli yerin var. minnetle ekrana baktığım birkaç dakikadan sonra… daha uzun gözüksğn diye üç noktayı abartırdım da onu da anlarsın şimdi sen elinde cetvellebdjcklv
hep mutlu ol çünkü sen mutsuz olursan toplam 2 kişi mutsuz olur.
seni çok seviyorum, iyi ki varsın. buranın bana kattığı kaliteli ve kalıcı ender kişilerden. geçen senelerimde de vardın, bu senemde de. geleceğe de not olsun, ilerde laf atarken malzemem olur. teşekkürler ulu, bu konuda sana minnettarım. arasam bulamazdım hdjfgpg
özetle: teşekkürler ve sevgiler kalp kalp

solar opposites

merhaba sözlük, diziyi izlemeye gidecekken uluya dair tweetin önüme düşmesiyle bura ile hasret giderip, az dizi övüp kaçalım.

rick and morty izleyen bunu da sever. bu dizide en sevdiğim kısmı duvardaki yaşam ve pupa oluşturuyor. ya bu kadar slk tatlı varlık yok. elinde silah tutup yorgan altına girdiği bölümde iyi gülmüştüm alın listenize

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

merhaba sevgili sözlük.
derin nefes bile ciğerlerime yeterli oksijeni sağlamıyormuş gibi geldi.
- birkaç derin nefes sonrası-
göz kırpmadan bile gözyaşım yuvarlanıyor, bir yandan hoş geliyor deniz suyunun kulaktan akması gibi jdkf fakat ulular ulusu halk fazlası baş ağrısına sebep oluyor. susadım.
-su içtkten bir dakika sonra-
boş boş etrafa bakasım geliyor. bölümden dolayı kazandığım farkındalıklar bana yük olmaya başladı gibi. karşımdakini anlama çabalarımın artık kişiliğime bürünmesini ve her olayın ardındaki şeyi görmeye çalışmak, hislerimin keskinliğinin bu denli törpülenmesini istemiyorum gibi.

anlamamakta ısrarcı olan insanların gözlerindeki duvarlara çarpmışım gibi
biraz da anlaşılmanın getireceği “heh aynen” hissini tatmak istemiş
biraz özgür olmak istemiş
biraz soğuğu yüzüme çarpan rüzgarı hissedip yaşadığının farkına varmış
biraz andan kopmuş
biraz hüzünlenmiş
sevilmemiş
ve görülmemiş
görülmek için çabalamamış.

bojack, peanutbutter, todd, p.c’den az az, diane’den çok koyulmuş gibi karışımım.

gözlerimi silince ağrıdığını fark ettm.
açık şekilde yazacağımı düşünüyordum fakat ilerde hatırlamak istemeyeceğim bir anı detaylandırmak istemedm sanırım.

sinekciğim ağından kurtul.
ağa takılanların hepsini sen kurtaramazsın.
sinekciğim kanatların var.
uzakta uç sineğim, sesin rahatsız edebilir ve bu sana zarar verme hakkını kendilerinde görmelerine neden olabilir.
doğuştan takıldığın ağdan kurtulmak için çırpınışını, bazen kabullenişini, güçlü durmak için çabalarken içten kırıldığını ve onarmak için yeteri malzemen olmadığında öylece bıraktığını. bastırdığın hisler ve olaylarla yüzleştiğinde, elini tutan bir ben olacağım. aşacağız sineğim.
seni seviyorum, seni görüyorum.

hayattaki en kötü anlar

farklı yerlerde stajlar yapmaktayım ve şu günlerimin pek de iyi geçtiğini söyleyemeyeceğim. buna sebep olaylar da; değiştirmenin benim elimde olmayacağı bir düzen, aptal ve arkadan iş çeviren insanlara fazlasıyla maruz kalmak, farkındalığı yüksek ve bunu olumlu anlamda kullanan insana denk gelememek. bir de, dünyanın karanlık yüzüne maruz kalmış birçok çocuğun vakasını art arda okumak.

pomme

Sesi huzur veren şarkıcı.
Göz atayım demişken buralara, arka fonda eşlik edecek şarkı bırakmadan çıkmayalım.
iyi geceler.

https://youtu.be/1amMJN7joko

22

Dktt şarkısı.

2020

"Sonuna geldik" diye başladı yıldızlara bak, tabi onun kastettiği başka ama uyumluymuş gibi davranalım.
Geleneğe çevirdiğim ve her yıl sonunda, yıla dair görüş bırakmak için uğrayacağım güzelim sözlük merhaba. (Umarım silik yemeyiz) (reflections açmak ve sözlüğe dönmek)
yılın başlangıcı ve sonu arasında hatırlanacak güzel anılar bıraktım, ilerdeki ben. Deme sonra düzgün yaşamadın neyi hatırlayacam ben şimdi diye.
Geçmişteki birkaç insan sık sık giriş yapmaya çalıştı, kapılar kapalıydı geri dönüşlerini izledim pencereden.
Virüs bir yaş götürdü yerine biraz dinlenme koydu. Başlangıçta ne güzel kendimi geliştirmeye yönelik vakit yarattı dedim de sonradan fazla entelliğin beni bozacağından korkup ayıyla karşılaşınca yapılacaklar, karşıdakini çalım manyağı yapma, ilginç sokak yemeklerini takip ederken buldum. Farklı konulara merak salıp araştırırken, sonuca varmayı değil de labirentin içinde var olmayı, kaybolmayı sevdim.
Alandan kaynaklı olarak da kendi davranışlarımı daha fazla anlamlandırmaya başladım. Başkalarını anlayabilmekse duygularımın şiddetini azalttı. daha yumuşak geçişler yapmaya başladım sanırım. Köşelerim törpülenmeye başladı, sanırım böylesi daha iyi. Daha fazla müzik dinlemeye başladım, kafamı enstrümanla dağıtmaya devam ediyorum. Hala amatörce, umarım diğer yıl sonunda artık çalabiliyorum kıpsı atabilirim. (Lütfeeennn attt şuraya çakılacak bir beşlikte bırakıyorum.)
Son zamanlarda yeni simalara aşina oldum, kış benim için yeni insanları tanıma zamanı oldu. Beraber şarkılar söyledik, hikayeler anlattık, eğlendik.
Çocukluk hayalimi gerçekleştirmemi sağlayan arkadaşıma da teşekkür edeyim bu arada. Unutamayacağım kadar kıymetliydi.
Kısaca tam olarak bir kayıp olmadı benim için, güzel bir yıl geçirdiğimi düşünüyorum. bitirme projemi umarım verebilmiş olurum 2021'deki ben. kep atalım artık zoomdan mı olur reelde mi olur artık nerden olursa, atalım da. Kesin özleyecem şu öğrenciliği, üçüncü üniyi de yakın zamanda ekleriz. O zamana kadar bölüm beğenmiş ol.
Ne bileyim kendimiz için, dünya için güzel bir yıl olsun. Yeni yaşımız da gelmekte, onu hücrelerimle anlaşıp erteleme kararı aldık. Aynı yaşımızı koruyacağız sonuçta kısmi olarak yaşadık, belki buçuklu söyleriz ama daha fazlası olmaz bize gelişi böyle.
biraz felaket, biraz insansızlık, biraz maske, biraz pc başında yorgun gözler, biraz da kimyasal x ile 2020 çıktı bakalım 2021'de neler çıkacak? Açıyoruz bu paketi ama pandora'nın kutusuna dönmez umarım. Hadiii bakalımmm.

Her şeye rağmen yeryüzünde şarkılar söyledik, teşekkürler dünya.

Not düşerken az daha 2021 yerine 2020 yazıp seni analım sonra zamanla senin anılarını da silikleştirelim bakalım.
öyle işte.

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

Eric abim diyor yeter sen bu başlığa yaz diye ben çalmıyorum piyanoyu. Ama yook abim, madem üzüyorsun edebiyat parçalamamıza olanak tanı.
Eric abi ve atsii şov başlasın.
Sorumlulukların getirmiş olduğu kafa doluluğu yetmezmiş gibi, zil sesi duyunca "hayırdır lan bu saatte?" Diye düşünüp, sonra saçma bir kişinin gelişine tanık olmalı durumlar içerisine sık sık giriyorum. "Sen ne alaka?" Derken içten içe, dıştan -tabi daha kibar bir şekilde- "siz ne alaka eheh?" Diyorum. kibarlığıma zeval gelmesin. tabi misafirler hiç oralı olur mu? müsait midir, saat kaç olmuştur diye düşünmeyip, samimiyet sorgulamadan kapıda belirebilir. Hay yüzünüze kapı vurulasıcalar. (-sıcalar'ı kelimelere ekleyince demesi hoş geliyor değil mi?)
Neyse konuya dönelim. hayır efenim müsait değilim deyip kapıyı kapatmaya kalkışınızda kapının arasına ayak koyanları, tekrar zile basanları... yoruyorsunuz valla. Hayırdan anlar ama bir insan. Yüzünüze kapı kapanınca hani insan der "ulan bir daha gelirsem kapına, püü *tükürme efekti*." Max paspasın üstünde bir iki zıplarsın çeker gidersin. kardeşim uzatmalara oynamak ne?
hayır hayırdır, Siz hayırdır? bu 4.sınıf fen kitabındaki soru değil. d mi y mi? d ise başka bi soru ve yine d mi y mi diye devam eden. Evet ve hayır seçeneği var ve inanır mısın ikisi de direkt sonuç.
Aslında yazmak istediğim konu bu değildi. Fakat hayırdan anlamayan insanlar size içerleyişim asıl konudan sapmamıza sebep oldu. Bir daha yapmayın e mi kuzularım? Bak sonra boşuna eric abimizin parmaklarını yoruyoruz.

Asıl konu zaman kapsüllü insanımızın, kümemizin bir elemanı olmadığı halde aman ne olacak safları sıklaştırın diye belirişi ve ardından görünmezlik pelerinini ara sıra takmasına dair. anlayıp, tolerans gösterdikçe bazı şeyleri kendinde hak görüp, verilen alanı kullanmak yerine işgal ediyor algısı oluşturmasıyla, küme dışısın diye yol gösterişlere dair. zaten hiç kümemize de ait olmamıştı ki. Buradan bir atlı geçti hesabı kendini hatırlatma ve hayatıma dahil olma çabasını anlasam da, herhangi bir karşılığı yok. Belli ki onda da sürdürülebilirlik yok.
Satrançta rakibin hamlesine bakıp, acaba ne yapmayı hedefliyor diye düşünürken bazen onun öylesine, anlık bir hamle yaptığını gözden kaçırıyorum. Her şeyde mantık yok. Bazen öylesine. Eric abim üzgünüm öylesine bir gönderi için çaldın bu gece. Öylesine bir gece.

gecenin şarkısı

bir düşün
https://youtu.be/HYTGetpLV3s

gecenin şarkısı

bu başlığın soldan düşmeyip, herkesin geceye şarkı bırakması gerekirdi. Vay be. 35k entrynin içinde yerini al bakalım.

https://youtu.be/XqCg4sIhyFc

günün karikatürü

(img:#2037234)

günün karikatürü

(img:#1972237)

bojack horseman

mutlu etti, üzdü, düşündürdü. etkileyiciydi. ne bileyim ya, izlerken bitsin istemedim, son birkaç dakika kaldığını gördüm, sonra da müzik girdi.
ve bitti.

2.9.2021 edit: ikinci kere izleyip bitirdiğim ilk ve tek dizi olacaksın muhtemelen.

kadınları mutlu eden şeyler

karşımdakinin bir şey anlattığımda elindeki işi bırakıp, dikkatle dinlemesi.

anlaşıldığımı hissedip, heh diyebilmek.

sevildiğimi hissetmek.

esprinin ilk basamakta kalmasına izin vermeyip, yükselten konuşmalar içinde bulunmak.

eski sevgiliye mesaj bırak

birileri geliyor, birileri gidiyor. bağ kuruluyor, bağ yıkılıyor. her şey ağırdan değişiyor hissi yaratıp duruma yavaşça alışırken, kendimi bir adım geri çektiğimde değişimin hızına yetişilmediğini farkediyorum. tıpkı yavaş giden bir dolmuştan "ne de olsa yavaş gidiyor ehehe" deyip inmeye kalkışında zeminle özlem gidermen gibi bir sonuç doğuruyor.

herkesin sorunları var ve hayat herkese aynı şartları sunmuyor, farkındayım. inan farklı olsun isterdim fakat gücüm küçük dalgalar oluşturuyor anca.

gelenler olduğu için, yalnızlığı şu an yoğun ve sürekli olarak değil nöbet şeklinde yaşıyoruz. geçer diye bakıp kelimelere dökmekten kaçınıyoruz. geçsin veya geçmesin, var olduğum müddetçe yanında olabileceğimi bilmeni isterim. bu şey değil, holo sono oşoğom, sono sovoyorom. sadece insanın kıymetsizleştirilip bir kenara atılması durumu hoşuma gitmiyor ve de her sorunu tek başına yüklenip, yalnızlığa doğru adım atılması.

özetle
yanındayım araya zaman ve kilometreler girse bile.

okul hayatında en sevilen ders

psikopatoloji.

kitap okumanın zararları

kelimelerle mekanlar inşa eder, karakterleri şekillendirirsiniz. oraya ait hissettiğiniz anda kitabın sonuna gelirsiniz ve oranın kapıları kapanır, reele dönersiniz.
son sayfaya gelinmesi.

2019

2018'in seni kapıma bırakıp, zili çaldığında daha mini minnacıktın. bir sonraki yıla kadar seni umutlarımla büyütmem, geçirdiğimiz günleri ilerde hatırlamak isteyeceğim anılara dönüştürmem gerekiyordu. bazı günler aşırı huzursuz ettin beni, bazıların da sevgi taşması yaşatıp saçma hareketlerde bulundurdun. bir baktım; otobüsteyim, bir baktım uçakta, bir baktım vapurda. yürüdüm, yüzdüm, uçtum. ve sen beni hep içinde barındırdın. bu yılı yaşayabildiğim için mutlu olduğumu söylemeliyim. son bir ayın bana yaramadı. belki de vedana yaraşır bir hüzün sahnesi oluşturmak istedin. alıştırman gerekti, bilemiyorum. tesadüf kelimesini sevdirdin. kitabın başında bahsedilmiş ve unutulmuş karakterleri tesadüfi yollarla hayatıma girişlerine tanık ettin. öteki yandan; bazılarına ise farklı yola gidişlerinin ardından el sallattırdın. fakat en çok üzeni, benim için her zaman kıymetini koruyacak dostuma vedaydı. bunun üzüntüsünü hala taşıyorum. 2019 beni değiştirdin, dönüştürdün. seni büyütürken, ben de büyüdüm. anılarım haricinde dönmeyecek oluşunu bilmek, işin acı kısmı. bilmiyorum ne kadar daha yol giderim fakat hayat yolu tek yönde ilerliyor, ardımda bıraktığım yıllar gözle görülmeyecek kadar uzak kalıyor artık. şu an bu 2019 şehrini ardımda bırakmak buruk hissettirse de, güzel anlar sakladım içine. onları daimi koruyacağına inanıyorum.
şimdi bitişine sayılı saatler kaldı.
yeni yıla girerken ne kadar eğlenceli müzikler duyulacak olsa da, şimdi zihnimde çalan bu müziğe kulak verelim. 2019'un son gecesinin müziği.
https://youtu.be/dYRKuZnEBmA

sıradakiii...

Edit: sıradaki de bitti. Sıradakiiii. (31.12.2020)

bojack horseman

birkaç bölüm izlemiştim ve değerli bir yazar arkadaşımın devam etmem yönündeki teşviğiyle şimdi 5.sezondayım. vay be ne de çabuk bitiyorlar böyle. daha dün birdeydik. öhöm.

çozgo dozo mo ozloyorson hohooh çocok moson muhabbetlerinden sıyrılıp, onun keyfine varıp ve anlattığı şeyin derinliğini kavrayınca, diğer diziler yavan gelebiliyor. anlamlı diyaloglar ve ruhsal çözümlemeler içeriyor. bazen benliğime ayna tutması da ayrıca özel kıldı. neyse dağılmayalım. öhöm.

--spoiler--
canım övdüm diyorum, neyse az da karakter öveyim. p.carolyn'ı anlıyor ve kendisini takdir ediyorum. başkaları için her şeyi kolaylaştırabilirken, kendisi için tam olarak bunu yapamıyor oluşu, kalbimde ince sızı. fakat o p.c. ve üstesinden gelir. (acaba yalnızlık kedilerle bağdaştırıldığı için mi, p.c kedi?
neyse bu, şu an geldi aklıma. geçelim burayı.)
todd favorim. evet, favorim bu kadar.
diğerlerini de başka zaman överiz.

5.2.editi: diane üzdün.

5.6. editi: bojack üzdün.

6.15: bojack üzdün.

6.16: p.c mutlu ettin bebeğim <3
--spoiler--

düşün ki o bunu okuyor

gece çöken hüznü, böğrüme nota oturtarak aktaran eric abimle yine buralardayız. ah eric abim çıkamadık şu kuyudan.
içimdeki sıkıntıyı; sıkıntıya sebep olanların göremeyeceği yerlere hatta hiç bilinmediğim, kimsenin beni umursamadığı yerlerde aktarıyorum. nedeni, belki tanıdıklarımın yeteri kadar ilgilenmeyecek olmasından veya şaka yapmadan konuşabilirsem, olayın ciddiyetinin beni daha çok üzeceğinden kaynaklı. sanırım ikincisi.

sorunu söylemek beraberinde çözümü değil daha çok soruyu getiriyor. soruyorum ve belli müddet sonra sessizlikle karşılaşıyorum, belki cevabı karşımdakinde de değildir. fakat cevabı bende de değil. belki de biliyorumdur. geçelim bu kısmı.

her şey yolunda denilen anda, zaman kapsülüne atlayıp bugünümde belirmen dengemi bozuyor.
şu sıralar yolunda gitmeyen şeylere, senin de bulaşman canımı sıkıyor. sen sıyırsaydın kendini. beklentimi sıfırladığımı düşündüğümde bile, bir hareketinle beklentimin baskın yapanlar gibi içeri girmesi sinir bozucu. hareketin uğur dündar ise, beklentim fırına mühür vurduracak hamam böceği. gittikçe saçmalamaya başladım hdjf
özetle sevmek yetmiyormuş. olmuyormuş, yoluna girmiyormuş. bunu kabullenme aşamasındayken gelip dengemi bozman, mario'nun kafasına böcek atmışsın da, sil baştan başlamışım gibi. el insaf, az altın toplamamıza, can almamıza izin verseydin. ben de izin vermeyeyim, feratlar ve zaman kapsüllüler giremez yazayım. yazmaya niyetlensem okuma-yazmam beni yarı yolda bırakır gibi.
karşıdakini anlamaya başladıkça kızamamak ve doğrunun ne olduğunu sorgulamak istemiyorum. türkçe sorusuna ea kafasıyla değil mf kafasıyla baktığım günlere dönmek istiyorum. ne bileyim ya. belki de kendimi özledim.